Mardin Mırra Kahve (Acı Kahve)
Mırra Kahve
Pek çok kültürün harmanlandığı ve ‘bir arada yaşam’ın önemli bir temsilcisi olan Mardin’in başat ortak kültür öğelerinden bir tanesidir mırra! 40 yıllık hatrı olan kahve hangisidir sorusunun, bu kahveyi tadanlar için ilk akıllarına gelebilecek cevaplarındandır. Hazırlanışı emek ve ustalık gerektiren bir kahve türüdür. Kahvenin konsantre, acı ve sert halidir. Mırra kahve, mırra kahvesi, acı kahve olarak bilinir.
Mırranın Tarihçesi:
Arapça ‘acı’ anlamına gelen ‘mur’ sözcüğünden türediği rivayet edilen ve diğer adı ‘acı kahve’ olan mırra; adının anlamının çok ötesine geçip bir kültür halini almıştır. Kültürel öğelerin iç içe geçtiği Ortadoğu coğrafyasında mırranın kökenini tam olarak tespit edebilmek zor olsa da Arap coğrafyasında ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde uzun yıllardan beri yaygın olarak tüketilmektedir. Mardin ve Şanlıurfa’da yerleşik hale gelmiştir. Mırranın yapımı bir hayli zahmetli ve zaman alıcı olduğundan ‘özel’ bir kahvedir. Zaten mırrayı özel kılan da yapımında kullanılan kahve çeşidi değil; deneyim ve sabır gerektiren hazırlama, pişirme yöntemidir. Mırranın hazırlanışı, pişirimi ve sunumu şölen havasında gerçekleşir.
Bölgede özellikle düğün, taziye ve bayramlara özel olarak yapılır. Köy odalarının, dost meclislerinin vazgeçilmezidir. Kendisine meclislerin tam ortasında bulunan mangalın üzerinde özel bir yer bulur. Taziye evlerinin en ‘anlamlı’ ikramıdır. Acı paylaşmaya buyur etmiş misafirlerle acı paylaşılır. Damakta uzun süreli tat bırakacak acı ve sertliktedir, ikram da tadımlıktır zaten. Belki de hiçbir kahve çeşidine nasip olamayacak, sadece kendisine has büyük ve kapaklı cezvelerden kulpsuz küçük fincanlarda bir-iki yudumluk miktarda ikram edilir mırra. Ölüm acısını bastıramaz ama dostluğun, dayanışmanın tatlı belgesidir. Köy ağalarının ciddi masraf kalemi, köy odalarının en ağır kokusu, dost meclislerinin en koyusu, bayram-seyranların en tatlı hatıratıdır mırra!
Mırranın yapılışı:
Mırranın yapılışı yoğun emek, zaman ve tecrübe gerektirir. Yukarda da belirtildiği gibi mırrayı özel kılan; yapımında kullanılan kahve türü değil hazırlanma aşamasıdır. Kavrulan kahve çekirdekleri dibek adı verilen havanlarda dövülüp toz haline getirilir ve tencerelerde kaynamaya bırakılır. Kaynadıkça üzerinde biriken köpük, telve ve tortudan ayrıştırılır ve kaynama sırasında ara ara karıştırılır. Birkaç saatlik kaynamadan sonra dinlendirilip soğumaya bırakılır. Kahve soğuduktan sonra bir süzgeç ya da tülbent yardımıyla süzülür ve posasından arındırılır. Bu işlemden sonra tekrar kaynatılmaya devam edilen kahve koyu, yoğun ve pekmezimsi bir kıvama ulaşana dek kaynatılır. Bu işlemin köz ateşinde yavaş yavaş, hafif ateşte yapılması makbul olanıdır. İçinde tortu kalmadığı ve istenilen koyu kıvama geldiğine kanaat getirilen son aşamada isteğe bağlı olarak içine kakule eklenir ve son kaynatılma işlemi kakuleli olarak sonlandırılır. Mırra kahvesine şeker katılmaz ve şekersiz olarak içilir.
Mırranın sunumu:
Sunum yapıldığı sürece mırra, közde sıcak olarak tüketime hazır tutulur. Büyük boy bakır ya da çinko cezvenin içinden, küçük boy kulpsuz fincanlarda sunumu yapılır. Mırranın hem cezvesi hem de fincanı kendisine özeldir. Fincan, ağız dolusu mırra doldurulmaz, bir-iki yudumluk olarak ikram edilir.